Macide Serpemen ‘in güzel yazısına kulak verelim,,,
Tam da zamanı aslında!
Doğanın bir parçası olduğumuzu unuttuğumuz pandemi döneminde ebeveynden çocuğa çevre eğitimi
Konuya eğitim bilimleri literatüründe çocuk yetiştirme konusunda altı çizilen üç temel saptamayı sıralayarak giriyorum.
1.Hatırlatma
Her ebeveyn sağlıklı ve mutlu çocuk yetiştirmek ister.
2.Hatırlatma
Çocuk yetiştirmenin reçetesi yoktur.
3.Hatırlatma
Çocuk yetiştirme,yön verme , eğitimini destekleme,zihinsel, bedensel, duygusal sağlığını ve gelişimini koruma yolundaki ebeveynin rolü nedir sorusunun yüzlerce yanıtı vardır.
Bu üç saptama konusunda ebeveynlerin, uzmanların genelde düşünce ve deneyim birliği olduğunu düşünüyorum.
Ancak konum bugün ile, yaşadığımız,içinde olduğumuz pandemi dönemi ile ilgili.
Aslında konu,dijitalleşmenin yaşamın her alanına yayıldığı bir dünyadaki pandemi dönemi ile ilgili dersem daha doğru olacak. Belki de en doğrusu korona salgınının, krizinin, pandemi yıkımının, korona depreminin dijitalleşmeyi yaşamın her alanına daha da yaydığı, etkin ve belirleyici kıldığını söylemek olacak.
Öğrenmenin, eğitimin, iletişimin nerdeyse tek aracı haline gelen yeni- eski medya, olumlu ile olumsuz olanın, geliştirici, ilerici,iyi ile tehlikeli olanın iç içe olduğu bir ortama neden olurken ebeveynin düşünce, tutum ve davranışlarının da yoğun ve karmaşık bir sürece girdiğini okuyor, duyuyor, görüyor ve izliyoruz.
Daha kısa bir süre öncesine kadar „çocuğuma kaç yaşından itibaren akıllı telefon almalıyım? Hangi yaş da kaç saat internet kullanabilir? Problem çözerken çevrimiçinden yararlanması doğrumu, değil mi ??“ gibi sorular soran ebeveyn, pandemi koşullarında bu soruları soramayacağı, sormasının anlamsızlaştığı, gereksizleştiği bir gerçeklilikle karşı karşıya kaldı. Her yerde,her türlü ortamda , günün her saatinde, haftanın her gününde, „ Korona virüsü, maske, aşı, karantina, sayılar, yoğun bakım, bulaşma, hastalanma, ölüm, havalandırma, bol suyla yıkama…“ sözleri, yazıları,haberleri, videoları, filmleri, görüntülü, sesli mesajları , facebook, whatsapp , twitter vb. iletileri evde ve ev dışında yaşama egemen oldu.
Ancak ne tuhaftır ki tamda bu dönemde, her yaş çocuğun eğitim ve öğretiminin yüz yüze olamadığı , dış mekan eğitiminin hemen hemen sıfırlandığı dönemde, biz yetişkinler“ doğanın bir parçası olduğumuz gerçeğini“ de unuttuk sanki.
Oysaki tamda bu dönemde, bugünün ve yarının genç nesilleri için doğayı olumlamanın, insana sunduğu güzellik ve zenginliği korumanın; hiç gecikmeden ve şimdi onu tehdit eden tehlikelere dikkat çekmenin dünden de önemli olduğu bilincini tazelemek, pekistirmek gerekiyor. Çevre farkındalığını geliştirme ve onu koruma çalışmalarına;sürdürülebilir doğa icin tek tek bireylere düşen sorumlulukları daha da kararlı, gönüllü yerine getirme gereğine dikkat çekerek ebeveynden çocuğa çevre eğitimini güncelleştirmek, güçlendirmek gerekiyor.
Pandemi dönemide olsa günlük yaşam her yerde, her an ebeveynlere o kadar fırsat sunuyor ve bir o kadar da malzeme veriyor ki! Ebeveynler çocuklara çevre temizliğinin insan sağlığı demek olduğunu,insan sağlığı için doğaya özen göstermek gerektiğini anlatmak, çevre hassasiyetini birlikte yaşamak ve yaşatmak için ev içi ve dışında o kadar çok olanağa sahip ki!
İşte önümüz bahar,doğa şenleniyor, unuttuğumuz doğaya kapımızı aralayalıyabiliriz!
Çocuklarla birlikteliğimizde,onlarla geçirdiğimiz saatlerde doğada olmayı yemek içmek gibi temel bir ihtiyaç olarak benimseyebiliriz!
Fırsat buldukça, önceden planlayarak daha sık aralıklarla pencere kapı dışında olmayı düzenli hale getirmeye çabalıyabiliriz! Burada kapı pencere dışı tanımlamasını bilerek kullandım, dört duvar dışında kalan her türlü açık alanları vurgulamak istedim.Oturduğumuz, yaşadığımız yer nerede ve neresi olursa olsun, ama yakın ama uzak mutlaka doğayla buluşabileceğimiz küçük ya da büyük bir alan vardır diye düşünüyorum ;belki deniz kenarı, belki bir park, belki de yolun kenarındaki tarla.
Çocuklara çevre farkındalığını özenle aktarmak için, deneyler yapması, sorumluk alabilmesi için örnekler arayalım.Bu noktada dijitalin yardımına da başvurulabilinir, yeni medya, çevrimiçi ortam binlerce örnek sunuyor.
Çocuğun çevre temizliğini, doğanın korunması sorumluluğunu benimsemesi, içselleştirmesi için suyu, toprağı, havayı,bitkileri, hayvanları tanımasına, izlemesine , deneyler yapmasına ortam hazırlayalım.
Çocuğun doğayı yaşaması ve onu yaşına uygun küçük pratik örneklerle yaşamına katabilmesi için izin verelim, yönlendirelim. Düzenli, zaman ayıran ve sürdürülebilirliliğine özen göstereceğimiz çevre eğitimini ebeveynin görevi, sorumluluğu olarak tanımlayalım.
Çevre eğitimi için belkide günlük yaşamın, ebeveyn- çocuk beraberliğinin o kadar zengin ve çeşitli olduğunu görmek ve yaşadığımız çevreye daha istekle ve dikkatle bakmak yetecek.
– Balkondaki çiçeğin toprağını değiştirirken,
– Bahçedeki ağacın solmuş yapraklarını toplarken,
– Patatesi soyarken,
– Çürümüş elma içindeki kurdu görünce,
– Yol üstündeki çeşmeden su içerken,
– Oyun parkındaki çöpü kutusuna atarken,
– Pikniğe gidildiğinde iki ağaç arasında salıncak kurarken,
– Kelebekleri, kuşları, gökyüzündeki yıldızları izlerken,
– Arıları,karıncaları öldürmemeliyiz derken,
– Biriken yağmur suyuna oluk açarken,
– Böceği ezmenin, ağaçları kesmenin toprağın, suyun, havanın,insanın , dünyanın dengesini bozduğunu,bozacağını açıklarken,
– Alısveriş için liste yaparken,
– Elektrik düğmelerini kapatırken,
– Yüzümüzü soğuk suyla, sabunla yıkarken,
– Egzos dumanından kaçarken,
– Geri dönüşüme dayalı elişleri yaparken,
– Atık ayırma tesislerini ziyaret ederek,
– Birlikte film izleyeceksek hayvanlar, bitkiler, doğa ile ilgili olanlarını tercih ederek…
ve benzeri gün boyunca yapılan her şeyde çocuklarla birlikte basit ama aktif deneyimler yaşanabilinir,yaşatılabilinir.
Pandeminin izin verdiği ölçüde keyif veren,yaşanılan , koklanan, ellenen, bakılan, tadılan ve işitilen doğada çocuklar çevrelerindeki canlı cansız varlıkların her bileşeninin karşılıklı etkileşim içinde olduğunu öğrenir.
Çocukların oyunlarla öğrenmeye yatkınlık ve ilgileri düşünülerek açık alanlarda top oynarken, parkta salıncakta çocuğu sallarken onun çevresini daha iyi tanıması sağlanır. Ebeveyn çocukla dışarda geçirdiği zamanı daha çok doğa ile iç içe olabileceği şekilde planlarsa çocuğun çevreye ilgisi ve sevgisi geliştiği gibi doğadaki değişimi izleme, analiz edebilme becerileride artar.
Dijitali olumlu kullanma becerisinde örnek olması gereken ebeveyn kosullar ne olursa olsun doğa hassasiyeti ve sevgisi için, çevreyi koruma bilincinin erken yaşta kazandırılması için de örnek olmalıdır. Biz yetişkinler doğaya özenin sağlığımıza özen göstermek, bedensel, duygusal, zihinsel sağlığımızı korumanın ancak doğaya sahip çıkmakla olanaklı olduğunu örnek davranışlarla gösterelim.